-
Denetim Yaklaşımımız
Finansal tablo denetimlerinin temel amacı, finansal tablolar üzerinde görüş beyan edebilmek için denetlenen işletmenin iç kontrolü dâhil işletme ve çevresini tanımak suretiyle, hata veya hile kaynaklı “önemli yanlışlık” risklerini belirlemek, değerlendirmek ve böylece “önemli yanlışlık” riski olarak değerlendirilen risklere karşı yapılacak işlerin tasarlanması ve uygulanması için bir dayanak oluşturmaktır.
-
Global Entegrasyon
Grant Thornton Türkiye olarak gücümüzün iki temel bileşeni, ulusal yasa ve mevzuata olan hakimiyetimizin yanı sıra, dünyanın en büyük global denetim ve hizmet ağlarından biri olan Grant Thornton International’ın bir parçası oluşumuz ve bu global gücün sunduğu tüm hizmet kaynaklarına geniş erişimimizdir.
-
Vergi Denetimi (Tam Tasdik) Hizmetleri
Vergi Denetimi (Tam Tasdik) Hizmetleri
-
Vergi Danışmanlığı Hizmetleri
Vergi Danışmanlığı Hizmetleri
-
Vergi Planlaması Hizmetleri
Vergi Planlaması Hizmetleri
-
KDV İadesi Hizmetleri
KDV İadesi Hizmetleri
-
Vergi Eğitimi ve Sirküler
Vergi Eğitimi
-
Diğer Vergi Hizmetleri
Diğer Vergi Hizmetleri
-
Ar-Ge / Tasarım Merkezi Mevzuatı Danışmanlığı
Ar-Ge / Tasarım Merkezi Mevzuatı Danışmanlığı
-
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Mevzuatı Danışmanlığı
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Mevzuatı Danışmanlığı
-
Genel Muhasebe Hizmetleri
Genel Muhasebe Hizmetleri
-
Maliyet Muhasebesi Hizmetleri
Maliyet Muhasebesi Hizmetleri
-
Risk Yönetimi Hizmetleri
Risk Yönetimi Hizmetleri
-
Suistimal İnceleme, Önleme, Hassasiyet, Ticari Uyuşmazlık ve Uyum Hizmetleri
İç Denetim, İç Kontroller ve Suistimal Risk yönetiminin aktif uygulanmasının ve iç kontrol süreçlerinin sıkı takip edilmesinin olası suistimal kayıpları önündeki en önemli koruyucu kalkan olduğuna inanıyoruz.
-
TURQUALITY® ve Yönetim Danışmanlığı Hizmetleri
Turquality® ve Yönetim danışmanlığı hizmetimiz ile büyüme odaklı bir yaklaşımla geleceğinizi şekillendirecek, rekabette öne çıkmanızı sağlayacak fırsatlar yaratıyoruz.
-
Stratejik Yönetim, Strateji Geliştirme ve Stratejik Planlama
İyi tanımlanmış bir stratejik plan olmadan işletme yönetimi yapmak, harita ya da gidilecek hedef belli olmadan yolculuğa çıkmaya benzer.
-
Dijital Strateji ve Dijital Dönüşüm Süreci
Dijitalleşme, bir iş modelini değiştirmek ve yeni gelir ve değer üretme fırsatları sağlamak için dijital teknolojilerin kullanılmasıdır. Dünyamız her zamankinden daha fazla bağlantılı hale geliyor. Milyarlarca akıllı cihaz ve makine, gerçek ve sanal dünyalar arasında bir köprü oluşturarak her geçen gün daha çok miktarda veri üretiyor.
-
Performans İyileştirme ve Değişim Yönetimi
Alanında deneyim ve uzmanlık sahibi danışmanlarımız, benimseme hızını arttıran, riski azaltan ve başarıyı teşvik etmek için performansı yönlendiren insan merkezli, organizasyonel bir değişim yönetimi yaklaşımını başarıyla sunuyor.
-
Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi
Tercih edilen bir işveren olmanız ve günümüz iş dünyasındaki zorlukları aşmanız için yetenek ve performans yönetimi, liderlik, organizasyon ve insan kaynağının yeniden yapılandırılması alanlarında işveren ve çalışan odaklı çözümlere imza atıyoruz.
-
Değer Odaklı Tedarik Zinciri Yönetimi
Değer Odaklı Tedarik Zinciri Yönetimi
-
Şirketlerde Kurumsal ve Yapısal Dönüşüm
Şirketlerde Kurumsal ve Yapısal Dönüşüm
-
Marka Stratejisi Geliştirme, Uluslararası Pazarlama Yönetimi ve Stratejisi
Marka Stratejisi Geliştirme, Uluslararası Pazarlama Yönetimi ve Stratejisi
-
İş Süreçleri Analizi ve Yapılandırma
İş Süreçleri Analizi ve Yapılandırma
-
Ar-Ge/Tasarım Merkezi Kurulumu Danışmanlığı
Ar-Ge/Tasarım Merkezi Kurulumu Danışmanlığı
-
Makro Ekonomik Analiz Danışmanlığı
Makro Ekonomik Analiz Danışmanlığı
-
Kamu Politikaları Danışmanlığı
Kamu Politikaları Danışmanlığı
-
Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri
Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri
-
Kurumsal Finansman Hizmetleri
Kurumsal Finansman Hizmetleri
-
Robotik Süreç Otomasyonu
Otomasyon yolculuğu şimdiden uzun ve zorlu bir yol kat etti ve Robotic Process Automation (RPA) da bu yolculuğun önemli adımlarından biri haline geldi. Makine öğrenmesi ve yapay zekâ ile birlikte bilişsel otomasyon bizleri çok daha ileri noktalara taşıyacaktır.
-
Değerleme ve Due Diligence Hizmetleri
Şirketlerin finansal gücü ve marka değeri, yeni yatırım kararları alınmasında kullanılan önemli ölçütlerdir. Değerleme ve Due Diligence incelemesi ile hizmet veriyoruz.
-
AEO | YYS Hizmetlerimiz
AEO | YYS Hizmetlerimiz
-
Belgelendirme Hizmetlerimiz
Belgelendirme Hizmetlerimiz
-
Danışmanlık Hizmetlerimiz
Danışmanlık Hizmetlerimiz
-
Dış Ticaret ve Gümrük Departman Kuruluşu
Dış Ticaret ve Gümrük Departman Kuruluşu
-
Dış Ticaret ve Gümrük İşlemlerinde Yolsuzluk Denetimi
Dış Ticaret ve Gümrük İşlemlerinde Yolsuzluk Denetimi
-
Hukuki Danışmanlık Hizmetlerimiz
Hukuki Danışmanlık Hizmetlerimiz
-
Dış Ticaret ve Gümrük Eğitim Hizmetlerimiz
Dış Ticaret ve Gümrük Eğitim Hizmetlerimiz
Vergi Affı Çıkarılır mı, Yeni Vergiler Gelir mi?
Ocak 2023
2023’e girerken merkezi bütçe verilerinden hareketle vergi alanında nasıl bir gündemle karşılaşabileceğimizi özetlemeye çalıştım. Enflasyon muhasebesi, vergi affı gibi sıcak gündem konularına da değindim. İlginç bir yıl bizi bekliyor: hem vergi yükümüz hem de bütçe açığı yani borçlarımız artacak gibi görünüyor.
Vergi Yükümüz Artacak mı?
Evet. Hem 2023 bütçesi, hem de Orta Vadeli Program (OVP) 2023 yılında 2022’ye göre daha yüksek oranda vergi ödeyeceğimizi söylüyor. OVP’den alınan aşağıdaki rakamlara göre, 2021’de %16,4 olan vergi yükü 2022’de %17,2’ye yükselmiş durumda. 2023’te ise %17,5 mertebesine ulaşacağı öngörülüyor.
|
2021 |
2022 |
2023 |
2024 |
2025 |
GSYH - Cari Fiyatlarla (Milyar TL) |
7.249 |
13.429 |
18.654 |
23.438 |
27.440 |
Merkezi Bütçe Vergi Gelirleri (Milyar TL) |
1.165 |
2.269 |
3.199 |
4.031 |
4.719 |
Vergi yükü (%) |
16,4 |
17,2 |
17,5 |
17,5 |
17,5 |
Demir-çelik, otomotiv, cam gibi bazı sektörlerde, özellikle bankacılık sektöründe kur korumalı mevduat rüzgarıyla gelen kârlılık artışı 2021 ve 2022 yıllarında kurumlar vergisi tahsilatında reel artışlara sebep olmuştu. Döviz kurlarındaki yükseliş dış ticarette alınan vergilerin tahsilatında olumlu rol oynamıştı.
Piyasa hareketlerinin yarattığı bu artışların yanı sıra, doğal olarak Mali İdarenin aldığı bazı tedbirler de kurumlar vergisi tahsilatını yukarıya doğru yönlendirdi.
Kurumlar vergisi genel oranı 2021’de %25 olarak, 2022’de ise %23 olarak uygulandı. 2023’te %20 olarak uygulanacak. Bankacılık sektörünün kurumlar vergisi oranı ise kalıcı olarak %25’e yükseltilmişti.
Kurumlar vergisi oranındaki artışın yanında, 2021’de devreye giren finansman gider kısıtlaması gibi vergi matrahını artıran yasal düzenlemeler de vergi gelirlerinde etkili artışa neden oldu. Ancak, 2022’de vergi artışını sağlayan temel faktörlerden biri enflasyondu.
Enflasyon Vergisi Ödemeye Devam
Sistemimiz enflasyondan kaynaklanan değer artışlarını da vergileme eğiliminde. Bu nedenle yükselen enflasyon döneminde işletmeler olağan kârlarının yanı sıra öz kaynaklarındaki fiktif artışların da vergisini ödemek durumunda kalıyorlar. Bunun çaresi enflasyon muhasebesi uygulaması.
Vergi Usul Kanunu’nda tanımlanan yüksek enflasyon şartları 2021 sonunda oluşmuştu. 29.01.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7352 sayılı Kanun ile enflasyon düzeltmesi uygulaması 2023 yılı sonuna kadar ertelendi. Böylece, vergi uygulamasında enflasyon düzeltmesi en az 2 yıl gündemden kalktığı için, elde koruma kalkanı olarak sadece Vergi Usul Kanunun Geçici 32. Maddesindeki (ve izleyen geçici vergilendirme dönemleri için VUK mükerrer 298/Ç maddesindeki) yeniden değerleme imkânı kaldı. Oysa bu hem %2 ek vergi ödemeyi gerekli kılan hem de sadece bilançodaki belli bazı kalemleri kapsayan bir çözümdür. Yeniden değerleme düzenlemesi, stok maliyetlerinin düşük kalması, verilen sipariş avanslarının ve yatırılan sermayenin enflasyon karşısında erimesi gibi daha yaygın ve can yakıcı olan sorunlara çözüm getirmiyor.
Demek ki 2023 bütçesinde vergi gelirlerinin yükselmesi planlanırken bir katkı da enflasyondan beklenmiş.
Vergi Affı Var mı?
Bu soruya bir tablo ile yanıt bulmaya çalışalım. Burada son 12 yılda yapılan vergi affı düzenlemelerinin özetini görüyoruz. Tablonun sol tarafında düzenlemelerin yapıldığı yılları, bunlardan elde edilen tahsilatı ve bu tahsilatın ilgili yıl toplam vergi gelirlerine oranı yer alıyor. Tablonun sağ tarafında ise her bir kanunla yapılan düzenlemelerin kapsamı var. Bu tablodan iki çıkarım yapabiliriz.
- (1) 2022 Kasım itibariyle ilgili Kanun kapsamındaki tahsilat tutarlarıdır. 7256 ve 7326 sayılı Kanunlara ait taksitler halen devam etmektedir.
- (2) İlgili Kanun kapsamındaki tahsilatın, ilgili yılda gerçekleşen toplam vergi gelirlerine oranını göstermektedir.
Birincisi: O kadar çok sayıda vergi affı yapılmış ki, bazı örüntüler yakalayabiliyoruz. Son 10 yılda 7 vergi affı yasalaşmış. Bunların bir kısmı sadece kesinleşmiş vergi alacaklarını yapılandıran “dar kapsamlı” diyebileceğimiz aflar. Bir kısmı da kesinleşmiş kamu alacaklarının yanı sıra henüz kesinleşmemiş durumdaki dava safhasındaki alacakları, matrah artırımını, ortak cari hesabı ve kasa hesabı affı ile stok affını da içeren “geniş kapsamlı” aflar. Gözleyebildiğimiz örüntü ise bir dar kapsamlı affı hemen geniş kapsamlı bir affın izlemesi.
İkinci olarak, af yasalarının giderek daha sıklaştığını gözlüyoruz. Yapılan tahsilatları ilgili yıl toplam vergi gelirlerine oranlayarak değerlendirdiğimizde, en eski yasanın en çok tahsilat getirdiğini, yani her yeni gelen yasanın tahsilat etkisinin azaldığı ortaya çıkıyor. 2011 ve 2016 yılındaki geniş kapsamlı yasalar o yıl toplanan vergi gelirlerinin %10’u kadar ek katkı sağlamışken, 2018’de çıkarılan geniş kapsamlı aftan daha sınırlı bir etki elde edilebildiğini görüyoruz. 2021 affında yeniden değerleme gibi ilave vergi tahsilatı imkanları da olmasına rağmen, tüm tahsilatları tamamlandığında bile %10 mertebesinin altında kalacağı anlaşılıyor.
Önce “Sınırlı Af”, Sonra “Geniş Kapsamlı Af”
Sınırlı aflarda ise 2014 ve 2020 düzenlemelerinin etkili olduğuna bakılırsa, yapılandırmadaki başarıda zamanlamanın önemli bir etken olduğu görülüyor.
Geçen sonbahardan bu yana piyasada bir vergi affı beklentisi oluşmaya başladığını anlıyoruz. Trendlere bakıldığında, “vergi affı” ve buna benzer ifadelerin internet üzerinde daha sık arandığı, vergi profesyonellerine de bu soruların daha sık sorulduğu bir dönemde olduğumuzu söyleyebiliriz.
Yukarıdaki tablo, 2023’te kesinleşmiş alacakların yapılandırılmasını içeren bir düzenlemenin sırada ve kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Her türlü vergi ve harçlar ile, SGK primlerini, trafik cezalarını ve diğer idari para cezalarını kapsayan bir yapılandırma geniş seçmen tabanına hitap edeceği için önümüzdeki genel seçim öncesinde hükümetin değerlendirmeye alacağı bir fırsat olacaktır.
“Matrah Artırımı” Af Kapsamına Alınacak mı?
Piyasada asıl merak konusu olan, böyle bir düzenlemenin “geniş kapsamlı” olup olmayacağı, özellikle “matrah artırımı”nın da kapsama dahil edilip edilmeyeceğidir. Çünkü bir kısım mükellefler buna göre risk almaya karar veriyorlar. Belki de bunda hakları var; zira son 20 yılda matrah artırımı kapsamı dışında kalan sadece 2010 yılı olmuş. Diğer tüm yıllar geçmişte çıkarılan vergi afları ile matrah artırımı kapsamına alınmış. Yani bu imkânı kullanan mükellefler geçmiş yılların vergi risklerini kolayca bertaraf edebilmişler.
Halen taksit ödemeleri devam eden son geniş kapsamlı af 2021’de 7326 sayılı Kanun ile çıkarılmıştı. O da 2020 ve önceki yılları kapsamına almıştı. Bu durumda, sadece zamanaşımı sınırları içinde kalan 2021 ve şu günlerde kapanış işlemleri devam eden 2022 yılları vergi incelemesi riski altında bulunuyor.
O halde, genel seçimlerin Nisan veya Mayıs aylarında yapılacağını düşünerek soruyu şöyle sorabiliriz: Matrah artırımından en çok yararlanması beklenen kurumlar vergisi mükellefleri Nisan ayı sonlarında beyanname verdiğine göre, 2022 yılını da içeren bir matrah artırımı yasalaşabilir mi? TBBM çalışma takvimi buna müsait olur mu? Bir yandan kanun teklifi komisyonda ve genel kurulda görüşülürken diğer tarafta şirketler beyannamelerini sağlıklı ve doğru verilerle oluşturabilir mi? Bu noktadan bakıldığında 2022 yılının matrah artırımı kapsamına girmesi ihtimali yok gibi görünüyor. Ancak, 2021 yılına ilişkin bir matrah artırımı ile ihtilafları sona erdirecek bileşenleri de içeren bir vergi affı düzenlemesinin yasalaşması için yeterli zaman mevcut.
Yeni Vergiler mi Gelecek?
Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi oranları artmadı. Hatta, Gelir Vergisi Tarifesi yeniden değerleme oranında (%123) artarak düşük gelir düzeylerinde bir miktar rahatlama sağladı. Kurumlar Vergisi oranının ise %23’ten yasal oranına (%20) dönmesi bekleniyor. Bu durumda, öngörülen vergi yükü artışları nereden sağlanacak? Yeni vergiler mi beklemeliyiz?
Önümüzde önemli bir seçim dönemi olduğu için kısa vadede yeni vergiler beklemiyoruz. Yeni bir vergi gibi görünmesine rağmen 5.12.2019 tarihli 7194 sayılı Kanun ile getirilen Konaklama Vergisi iki kez ertelendikten sonra 2023’te yürürlüğe giriyor.
Konaklama Vergisi
1 Ocak 2023 tarihi itibariyle yürürlüğe giriyor. Otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart otel, misafirhane, kamping, dağ evi, yayla evi gibi konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmetlerinden %2 oranında konaklama vergisi alınacak. Konaklama tesislerinde geceleme hizmetiyle birlikte satılmak suretiyle konaklama tesisi bünyesinde sunulan diğer tüm hizmetler de konaklama vergisinin konusuna giriyor.
2023 Bütçesinde 2,3 milyar TL konaklama vergisi tahsilatı planlanmış durumda. Toplam bütçe gelirlerinin 3 trilyon 810 milyar TL olacağı düşünülürse, bu tutarın son derece küçük olduğu görülecektir.
Diğer Yeni Nesil Vergiler
2021 yılında ilk defa uygulanan değerli konut vergisi için 2023’de beklenti sadece 69 milyon TL’dir. Bu verginin matrahı belediyelerce tespit edilen emlak vergisi değerleri dikkate alınarak hesaplanıyor. Bu nedenle, son yıllarda emlak fiyatlarında yaşanan olağanüstü artışlar bu vergi tahsilatına olumlu olarak yansımıyor. Ufukta bu durumu değiştirecek bir yasa değişikliği de görünmüyor.
Diğer taraftan, 2020 yılında yürürlüğe giren dijital hizmet vergisinin 2023’de yürürlükte kalmaya devam edeceği anlaşılıyor. Bu vergi ile ilgili 2023 gelir tahmini 7,1 milyar TL’dir. Dijital hizmet vergisi genellikle global ölçekli büyük teknoloji ve e-ticaret firmalarından alınıyor. Bu firmaların çoğu ABD merkezli olduğu için DHV uygulayan ülkelere ABD yüksek oranlı gümrük vergileriyle karşılık veriyor. Küresel Asgari Vergi konusunda uluslararası anlaşma sağlanabilmesi halinde bu verginin kaldırılması gündemde. 2023’te bu konuda bir çalışma görünmüyor.
Yeni nesil vergi başlığında karbon vergisi konusuna da değinmekte yarar var. Orta Vadeli Programda, Yeşil Dönüşüm konusunun vergisel boyutuna yer veriliyor. Programda mevcut vergilerin karbon vergisine dönüştürülmesi hedefi açıklanmış; ancak buna yönelik olarak gerçekleştirilecek eylem ve projeler için bir takvim verilmemiştir.
Sonuçta, yeni vergi türlerinden gelecek tahsilatın 2023 bütçesine önemli ölçüde bir katkısı olamayacağı görülüyor.
Harçlar ve Cezalar
Bilindiği gibi, vergi kanunlarında ve diğer bazı kanunlarda yazılı çok sayıdaki oran ve hadler yeniden değerleme oranında artırılarak her yıl yeniden belirleniyor. Bunların arasında maktu harçlar, vergi cezaları, trafik cezaları, idari para cezaları bulunuyor. Bu hadler 2023 yılına girilirken %123 oranında artırıldı.
OVP’de yer alan parametrelere göre 2022 enflasyon gerçekleşmesi (TÜFE) %65 ve 2023 beklenen enflasyonu ise %24,9 olarak öngörülüyor. Böyle bir enflasyon varsayımı altında, %123 olarak artması beklenen harç, ceza vb. gelir kalemleri bütçe açığının kapatılmasında katkıda bulunacaktır.
Harçlar başlığı altında, 2023 yılında tapu harçlarına esas olarak rayiç bedel (belediye tarafından belirlenen emlak vergi değeri) yerine yetkili şirketlerce tespit edilen gayrimenkul değeri üzerinden tapu harcı alınması konusuna da değinmekte yarar var. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı arasında uzun bir süreden beri değerlendirilen bu konu ile ilgili olarak halihazırda bir yasal düzenleme yok. 2023’te de tapu harcı uygulaması eskisi gibi devam edilecek.
Hazine ve Maliye Bakanlığı 2023-2025 hedefleri arasında “gayrimenkul bilgi ve değerlendirme sistemi kurulması” konusuna da yer verdi[iv].
Cumhurbaşkanlığı 2023 Programı’nda da aşağıdaki ifadeye yer veriliyor.
“Gayrimenkullerin vergilendirilmesinde esas alınan alım satım değerinin belirlenmesi ve beyanına ilişkin yeni bir sistem devreye sokulmak suretiyle vergide adalet pekiştirilecek ve vergileme etkinleştirilecektir. Bu çerçevede ilgili bakanlıklar sistemin tasarımı ve uygulanmasına ilişkin düzenlemeler ile gerekli altyapıyı birlikte oluşturacaklardır. Web tapu uygulamasıyla oluşturulan değerleme raporları ve alım-satım vb. işlemlerden elde edilen değerler ile SPK ve BDDK tarafından yetkilendirilen değerleme kuruluşları ve değerleme lisansı sahibi değerleme uzmanlarınca düzenlenen değerleme raporlarının değer ve değere etki eden öznitelik verilerinin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Değer Bilgi Merkezine elektronik olarak anlık gönderilmesi sağlanacaktır.”[v]
Bu durumda, 2023 yılında, muhtemelen seçim sonrasında bu konuda adımlar atılması beklenebilir. Zira, mevcut vergileme alanları dışında adil ve istikrarlı vergi kaynakları yaratabilmenin yolu, özellikle kentsel rantların vergilenmesini önceleyen sistemler kurmaktan geçiyor. Ülkemizdeki gayrimenkul stokunun gerçek değerinin bilinmesi, bu bilgilerin hem kamu kesimindeki hem de özel kesimdeki paydaşların bilgi ve kullanımına açılması sadece vergileme alanında değil ticaret ve finansmanın tüm alanlarında şeffaflık ve verimlilik sağlayacaktır.
Sonuç
2023 bütçesinde giderlerdeki artış %56 iken, vergi gelirlerindeki artış %46 olarak öngörülüyor. Üstelik vergi yükünün artırılması da hedeflenerek bu rakamlara ulaşıldı. Gelir ve Kurumlar vergisi artışları ortalama seviyelerde iken, dahilde alınan KDV ile dış ticaretten alınan vergilerde planlanan önemli miktardaki artışlar esas vergi kaynağının enflasyon olabileceğine işaret ediyor. Sabit kur ve düşük faiz politikasının ithalatı ve tüketimi teşvik edeceği kabulü de böylece bütçede yerini buluyor.
Bütçe bağlandıktan sonra açıklanan asgari ücret artışı ve EYT düzenlemelerinin de ilave yük getireceği açıktır ve bunların finansman kaynağı belli değildir. Mevcut vergileme düzeni içinde vergi yükünü bu ölçüde artırabilmek mümkün görünmüyor.
Petrol, motorlu taşıtlar, alkollü içkiler, tütün mamulleri, dayanıklı tüketim malları gibi kalemler üzerinden yıl içinde yeni kanun çıkarmadan, Kararname yayınlamak suretiyle ÖTV geliri sağlanabilir. Bütçede bu kalemler üzerindeki vergilemede sınırlı bir artış öngörülmüş. Ara dönemde ÖTV artışının yedek kaynak olarak kullanılabileceği düşünülmüş olsa gerek. Ancak yılın ilk yarısında seçim ekonomisi nedeniyle bu kaynağa başvurulamayabilir.
Sonuç olarak 2023 yılında kamu kesimi finansmanının temel finansman kaynağının borçlanma ve enflasyon olacağı anlaşılıyor. Daha etkin maliye politikaları ve enflasyonla mücadele tedbirlerini görmek için yılın ikinci yarısını beklemek gerekiyor.
[i] Orta Vadeli Program (2023-2025) 04.09.2022 tarihli ve 31943 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazetede yayımlanmıştır.
[ii] “Dikkat! Enflasyon Vergisi Ödüyoruz” Ahmet Cangöz, Turcomoney Eylül 2022, https://www.turcomoney.com/dikkat-enflasyon-vergisi-oduyoruz.html
[iii] Orta Vadeli Program (2023-2025)
[iv] https://ms.hmb.gov.tr/uploads/2022/12/Kayit-Disi-Ekonomiyle-Mucadele-Eylem-Plani.pdf
[v] 25.10.2022 tarihli Resmi Gazete’de 6294 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ekinde yayınlanan “2023 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı”
Ahmet Cangöz
Grant Thornton Türkiye Ortağı