-
Denetim Yaklaşımımız
Finansal tablo denetimlerinin temel amacı, finansal tablolar üzerinde görüş beyan edebilmek için denetlenen işletmenin iç kontrolü dâhil işletme ve çevresini tanımak suretiyle, hata veya hile kaynaklı “önemli yanlışlık” risklerini belirlemek, değerlendirmek ve böylece “önemli yanlışlık” riski olarak değerlendirilen risklere karşı yapılacak işlerin tasarlanması ve uygulanması için bir dayanak oluşturmaktır.
-
Global Entegrasyon
Grant Thornton Türkiye olarak gücümüzün iki temel bileşeni, ulusal yasa ve mevzuata olan hakimiyetimizin yanı sıra, dünyanın en büyük global denetim ve hizmet ağlarından biri olan Grant Thornton International’ın bir parçası oluşumuz ve bu global gücün sunduğu tüm hizmet kaynaklarına geniş erişimimizdir.
-
Vergi Denetimi (Tam Tasdik) Hizmetleri
Vergi Denetimi (Tam Tasdik) Hizmetleri
-
Vergi Danışmanlığı Hizmetleri
Vergi Danışmanlığı Hizmetleri
-
Vergi Planlaması Hizmetleri
Vergi Planlaması Hizmetleri
-
KDV İadesi Hizmetleri
KDV İadesi Hizmetleri
-
Vergi Eğitimi ve Sirküler
Vergi Eğitimi
-
Diğer Vergi Hizmetleri
Diğer Vergi Hizmetleri
-
Ar-Ge / Tasarım Merkezi Mevzuatı Danışmanlığı
Ar-Ge / Tasarım Merkezi Mevzuatı Danışmanlığı
-
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Mevzuatı Danışmanlığı
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Mevzuatı Danışmanlığı
-
Genel Muhasebe Hizmetleri
Genel Muhasebe Hizmetleri
-
Maliyet Muhasebesi Hizmetleri
Maliyet Muhasebesi Hizmetleri
-
Risk Yönetimi Hizmetleri
Risk Yönetimi Hizmetleri
-
Suistimal İnceleme, Önleme, Hassasiyet, Ticari Uyuşmazlık ve Uyum Hizmetleri
İç Denetim, İç Kontroller ve Suistimal Risk yönetiminin aktif uygulanmasının ve iç kontrol süreçlerinin sıkı takip edilmesinin olası suistimal kayıpları önündeki en önemli koruyucu kalkan olduğuna inanıyoruz.
-
TURQUALITY® ve Yönetim Danışmanlığı Hizmetleri
Turquality® ve Yönetim danışmanlığı hizmetimiz ile büyüme odaklı bir yaklaşımla geleceğinizi şekillendirecek, rekabette öne çıkmanızı sağlayacak fırsatlar yaratıyoruz.
-
Stratejik Yönetim, Strateji Geliştirme ve Stratejik Planlama
İyi tanımlanmış bir stratejik plan olmadan işletme yönetimi yapmak, harita ya da gidilecek hedef belli olmadan yolculuğa çıkmaya benzer.
-
Dijital Strateji ve Dijital Dönüşüm Süreci
Dijitalleşme, bir iş modelini değiştirmek ve yeni gelir ve değer üretme fırsatları sağlamak için dijital teknolojilerin kullanılmasıdır. Dünyamız her zamankinden daha fazla bağlantılı hale geliyor. Milyarlarca akıllı cihaz ve makine, gerçek ve sanal dünyalar arasında bir köprü oluşturarak her geçen gün daha çok miktarda veri üretiyor.
-
Performans İyileştirme ve Değişim Yönetimi
Alanında deneyim ve uzmanlık sahibi danışmanlarımız, benimseme hızını arttıran, riski azaltan ve başarıyı teşvik etmek için performansı yönlendiren insan merkezli, organizasyonel bir değişim yönetimi yaklaşımını başarıyla sunuyor.
-
Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi
Tercih edilen bir işveren olmanız ve günümüz iş dünyasındaki zorlukları aşmanız için yetenek ve performans yönetimi, liderlik, organizasyon ve insan kaynağının yeniden yapılandırılması alanlarında işveren ve çalışan odaklı çözümlere imza atıyoruz.
-
Değer Odaklı Tedarik Zinciri Yönetimi
Değer Odaklı Tedarik Zinciri Yönetimi
-
Şirketlerde Kurumsal ve Yapısal Dönüşüm
Şirketlerde Kurumsal ve Yapısal Dönüşüm
-
Marka Stratejisi Geliştirme, Uluslararası Pazarlama Yönetimi ve Stratejisi
Marka Stratejisi Geliştirme, Uluslararası Pazarlama Yönetimi ve Stratejisi
-
İş Süreçleri Analizi ve Yapılandırma
İş Süreçleri Analizi ve Yapılandırma
-
Ar-Ge/Tasarım Merkezi Kurulumu Danışmanlığı
Ar-Ge/Tasarım Merkezi Kurulumu Danışmanlığı
-
Makro Ekonomik Analiz Danışmanlığı
Makro Ekonomik Analiz Danışmanlığı
-
Kamu Politikaları Danışmanlığı
Kamu Politikaları Danışmanlığı
-
Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri
Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri
-
Kurumsal Finansman Hizmetleri
Kurumsal Finansman Hizmetleri
-
Robotik Süreç Otomasyonu
Otomasyon yolculuğu şimdiden uzun ve zorlu bir yol kat etti ve Robotic Process Automation (RPA) da bu yolculuğun önemli adımlarından biri haline geldi. Makine öğrenmesi ve yapay zekâ ile birlikte bilişsel otomasyon bizleri çok daha ileri noktalara taşıyacaktır.
-
Değerleme ve Due Diligence Hizmetleri
Şirketlerin finansal gücü ve marka değeri, yeni yatırım kararları alınmasında kullanılan önemli ölçütlerdir. Değerleme ve Due Diligence incelemesi ile hizmet veriyoruz.
-
AEO | YYS Hizmetlerimiz
AEO | YYS Hizmetlerimiz
-
Belgelendirme Hizmetlerimiz
Belgelendirme Hizmetlerimiz
-
Danışmanlık Hizmetlerimiz
Danışmanlık Hizmetlerimiz
-
Dış Ticaret ve Gümrük Departman Kuruluşu
Dış Ticaret ve Gümrük Departman Kuruluşu
-
Dış Ticaret ve Gümrük İşlemlerinde Yolsuzluk Denetimi
Dış Ticaret ve Gümrük İşlemlerinde Yolsuzluk Denetimi
-
Hukuki Danışmanlık Hizmetlerimiz
Hukuki Danışmanlık Hizmetlerimiz
-
Dış Ticaret ve Gümrük Eğitim Hizmetlerimiz
Dış Ticaret ve Gümrük Eğitim Hizmetlerimiz
5 Şubat 2021 tarihli ve 31386 sayılı Resmi Gazete’de “34 Seri Numaralı Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” yayımlanmıştır.
1) Alıcı ve satıcının mücbir sebep kapsamında bulunması halinde Katma Değer Vergisi tevkifatı uygulaması
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu’na göre, mücbir sebebin başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar geçen sürede, mücbir sebepten yararlanan mükelleflerin vergi ödevleri ertelenmektedir. Bu kapsamda beyanname verme yükümlülükleri ileri tarihe ertelenen mükelleflerin, mücbir sebep halinde bulunduğu süre içerisinde kısmi tevkifat kapsamındaki alımlarında tevkifat uygulanmamaktadır.
Söz konusu Tebliğ’in 1 inci Maddesiyle, 26 Nisan 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “Kısmi Tevkifatın Mahiyeti ve Tevkifat Uygulayacak Alıcılar” başlıklı (I/C-2.1.3.1.) bölümünün son paragrafının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Şu kadar ki, işleme taraf satıcı mükellefin de mücbir sebep kapsamında bulunması halinde, söz konusu alımlarda genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulamasına devam olunur.”
Tebliğ’de yapılan düzenleme uyarınca, hem alıcının ve hem de satıcının mücbir sebep kapsamında bulunması halinde Katma Değer Vergisi tevkifatı uygulamasına devam edileceği açıklanmıştır.
2) Faturasında Türk Lirası karşılığı gösterilen hizmet ihraçlarında, bedelin Türk Lirası olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belgelere istinaden de iade yapılabilmesi
Bilindiği üzere, hizmet ihracına ilişkin beyan edilen işlemlerle ilgili yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen Katma Değer Vergisinin iadesi, hizmet bedeli döviz olarak Türkiye'ye gelmeden yerine getirilmemektedir.
Söz konusu Tebliğ’in 2 nci Maddesiyle, aynı Tebliğ’in “İstisnanın Tevsiki ve Beyanı” başlıklı (II/A-2.2.) bölümünün birinci paragrafında parantez içi kısımda yer alan “dövizin” ibaresi “bedelin” olarak değiştirilmiş, dördüncü paragrafının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiş, beşinci paragrafında ve devamındaki “Örnek”te yer alan “döviz olarak” ibareleri yürürlükten kaldırılmış ve (II/A-2.3.) bölümünün birinci paragrafında parantez içi kısımda yer alan “dövizin” ibaresi “bedelin” olarak değiştirilmiştir.
“Bununla birlikte, faturasında Türk Lirası karşılığı gösterilen hizmet ihraçlarında, bedelin Türk Lirası olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belgelere istinaden de iade yapılabilir.”
Söz konusu Tebliğ ile yapılan düzenleme uyarınca, faturasında Türk Lirası karşılığı gösterilen hizmet ihraçlarında, bedelin Türk Lirası olarak Türkiye’ye getirildiğini tevsik eden belgelere istinaden de iade yapılabilmesi mümkün kılınmıştır.
3) İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında yapılacak teslim ve hizmetlerde istisna
Söz konusu Tebliğ’in 3 üncü Maddesiyle, aynı Tebliğ’in (II/E-5.), (II/E-5.1.) ve (II/E-5.3.) bölümlerinin birinci paragraflarında yer alan “İstanbul İl Özel İdaresine” ibareleri “İstanbul Valiliğine” olarak, (II/E-5.) ve (II/E-5.1.) bölümlerinin birinci paragraflarında yer alan “31 Aralık 2020” ibareleri “31 Aralık 2025” olarak değiştirilmiştir.
Buna göre, İstanbul Sismik Riskin Azaltılması ve Acil Durum Hazırlık Projesi (İSMEP) kapsamında yapılacak teslim ve hizmetlerde istisna süresi 31 Aralık 2025 tarihine uzatılmıştır.
4) 2021 UEFA şampiyonlar ligi finali müsabakaları kapsamında yapılacak teslim ve hizmetlerde istisna
Söz konusu Tebliğ’in 4 üncü Maddesiyle, aynı Tebliğ’in (II/E-10.) bölümünün başlığında ve birinci paragrafında yer alan “2020” ibareleri “2021” olarak değiştirilmiştir. Buna göre, 2021 UEFA şampiyonlar ligi finali müsabakaları kapsamında yapılacak teslim ve hizmetlerde Katma Değer Vergisi istisnası uygulanabilecektir.
5) Milli Eğitim Bakanlığı’na bilgisayar ve donanımlarının bedelsiz teslimleri ile bunlara ilişkin yazılım teslimi ve hizmetleri
Söz konusu Tebliğ’in 5 inci Maddesiyle, aynı Tebliğ’in (II/G-3.) bölümünün birinci paragrafında yer alan “31 Aralık 2020” ibaresi “31 Aralık 2023” olarak değiştirilmiştir. Buna göre, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun Geçici 23 üncü Maddesi ile Milli Eğitim Bakanlığı’na bilgisayar ve donanımlarının bedelsiz teslimleri ile bunlara ilişkin yazılım teslimi ve hizmetleri ile bu mal ve hizmetlerin bağışı yapacak olanlara teslim ve ifasında uygulanan Katma Değer Vergisi istisnası süresi 31 Aralık 2023 tarihine kadar uzatılmıştır.
6) Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nun Ek 1 inci Maddesi kapsamında yapılan devirlerin Katma Değer Vergisinden istisna olması
Bilindiği üzere, 2 Aralık 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7257 sayılı “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Katma Değer Vergisi Kanunu’na eklenen geçici madde ile 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nun ek 1 inci Maddesi kapsamındaki devirler Katma Değer Vergisinden istisna edilmiştir.
Söz konusu Tebliğ’in 6 ncı Maddesiyle, söz konusu düzenlemeye ilişkin açıklama getirmek amacıyla, aynı Tebliğ’in “Geçici Maddelerde Yer Alan İstisnalar” (II/G.) bölümünün sonuna başlığı ile birlikte aşağıdaki bölümler eklenmiştir.
“9. Doğal Gaz Piyasası Kanununun Ek 1 inci Maddesi Kapsamında Yapılan Devirler
3065 sayılı Kanuna 7257 sayılı Kanunla eklenen Geçici 41 inci Maddede;
“18 Nisan 2001 tarihli ve 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nun ek 1 inci Maddesi kapsamındaki devirler Katma Değer Vergisinden müstesnadır. Bu kapsamda yapılan işlemler için yüklenilen vergiler, vergiye tabi işlemler nedeniyle hesaplanan vergiden indirilir. İndirim yoluyla giderilemeyen vergiler iade edilmez. Hazine ve Maliye Bakanlığı istisna uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
İstisna uygulaması, 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu’nun ek 1 inci Maddesi kapsamındaki devirleri kapsamakta olup, söz konusu istisna kapsamında işlem yapan mükelleflerin, bu işlemlere ilişkin olarak yüklendikleri vergileri indirim konusu yapmaları mümkündür. Bununla birlikte, söz konusu işlemler nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen verginin iadesinin talep edilmesi mümkün bulunmamaktadır.”
7) Yapı kullanma izin belgesi bulunan ve mülkiyeti devredilen konutların tesliminde iade uygulaması
Söz konusu Tebliğ’in 7 nci Maddesiyle aynı Tebliğ’in indirimli orana tabi işlemlerde iade uygulamasına ilişkin olarak, "Vergi İnceleme Raporuna Göre Mahsuben İade" başlıklı (III/B-3.4.8.) bölümünden sonra gelmek üzere başlığı ile birlikte aşağıdaki bölüm eklenmiştir.
“3.4.9. Yapı Kullanma İzin Belgesi Bulunan ve Mülkiyeti Devredilen Konutların Tesliminde İade
İndirimli orana tabi konut teslimleri nedeniyle iade talebinde bulunulabilmesi için konutların tamamlanarak alıcılara fiilen teslim edildiğinin tevsiki gerekmektedir.
Gayrimenkul satışlarında mülkiyetin devri ise gayrimenkulün tapuda alıcı adına tescil edilmesi suretiyle gerçekleşmektedir.
Diğer taraftan, 3 Mayıs 1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 30 uncu Maddesine göre, yapı inşaatının tamamen bittiği takdirde tamamının, kısmen kullanılması mümkün kısımları tamamlandığı takdirde bu kısımlarının kullanılabilmesi için inşaat ruhsatını veren belediye veya valilikten yapı kullanma izni alınması mecburidir. Bu izin, yapı sahibinin müracaatı üzerine, yapının ruhsat ve eklerine uygun olduğu ve kullanılmasında fen bakımından mahzur görülmediğinin tespitine ilişkindir.
Bu itibarla, yapı kullanma izin belgesi bulunan ve tapuda mülkiyet devri gerçekleşen konutlara ilişkin Katma Değer Vergisi iade talepleri, konutun fiilen kullanımına ilişkin başkaca bir belge aranmasına veya bu bağlamda bir yoklama yapılmasına gerek bulunmaksızın değerlendirmeye alınır.”
Buna göre, yapı kullanma izin belgesi bulunan ve tapuda mülkiyet devri gerçekleşen konutlara ilişkin Katma Değer Vergisi iade talepleri, konutun fiilen kullanımına ilişkin başkaca bir belge aranmasına veya bu bağlamda bir yoklama yapılmasına gerek bulunmaksızın değerlendirmeye alınacaktır.
8) Katma Değer Vergisi iade alacağının Özel Tüketim Vergisi Kanunu’ndan doğan borçlara mahsup edilemeyeceği
Bilindiği üzere, mükellefler, Katma Değer Vergisi iade alacaklarını, söz konusu Tebliğ’in ilgili bölümü çerçevesinde; vergi dairelerince takip edilen amme alacaklarına mahsup, ithalde alınan vergilere mahsup, SGK prim borçlarına mahsup yöntemleriyle mahsubunu talep edebilmektedirler.
Söz konusu Tebliğ’in 8 inci Maddesiyle, aynı Tebliğ’in, Katma Değer Vergisi iadesine ilişkin, “Mahsup Edilebilecek Borçlar” başlıklı (IV/A-2.1.1.) bölümünün birinci paragrafının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Şu kadar ki, 3065 sayılı Kanunun 36 ncı Maddesinin ikinci fıkrasının Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, Katma Değer Vergisi iade alacağı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’ndan doğan borçlara (Özel Tüketim Vergisine tabi olan malların indirimli oran uygulanmak suretiyle tesliminden kaynaklanan Katma Değer Vergisi iade alacağının, bu mallara ilişkin Özel Tüketim Vergisi borçlarına mahsuben iadesi hariç) mahsup edilemez.”
Söz konusu Tebliğ ile yapılan düzenleme uyarınca, Katma Değer Vergisi iade alacağı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’ndan doğan borçlara (Özel Tüketim Vergisine tabi olan malların indirimli oran uygulanmak suretiyle tesliminden kaynaklanan Katma Değer Vergisi iade alacağının, bu mallara ilişkin Özel Tüketim Vergisi borçlarına mahsuben iadesi hariç) mahsup edilemeyecektir.
9) Özel esaslar uygulamasına ilişkin olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin ilgili bölümlerinde düzenleme ve belirlemeler yapılması
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu’nun 370 inci Maddesinin (b) fıkrasında, vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış olan sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmaya ilişkin ön tespitler bakımından mükelleflere ön tespite ilişkin yazının tebliğ edilebileceği ve mükelleflerin beyanlarını düzeltebilecekleri düzenlenmiştir.
Tebliğ’in ikinci paragrafında yapılan düzenleme uyarınca, söz konusu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esasların 30 Temmuz 2020 tarihli ve 31201 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve izaha davet uygulamasına ilişkin 519 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde belirlendiği açıklanmıştır.
Yine bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu’nun 370 inci Maddesinin (b) fıkrası uygulaması kapsamında, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmaya ilişkin ön tespit yazısına konu beyanlarını düzeltmeyen mükellefler özel esaslara alınmaktadır.
Tebliğ’in yedinci paragrafında yapılan düzenleme uyarınca, mükellefin söz konusu belgelere isabet eden Katma Değer Vergisini indirim hesaplarından çıkararak düzelttiğini veya hiç indirim hesaplarına almadığını vergi dairesine tevsik etmesi ya da Tebliğ’in “Genel Esaslara Dönüş” başlıklı (IV/E-7.2.2) bölümünde yer alan ve aşağıda yer verilen şartlardan birini sağlaması halinde, (birinci paragrafın (a) ayrımı hariç)(*) vergi incelemesi neticesi beklenmeksizin, genel esaslara dönüşü yapılacaktır.
(*)“(a) Haklarında sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanıldığına yönelik olumsuz tespit bulunan mükelleflerin kendilerine verilen 15 günlük süre içinde söz konusu belgeleri indirim hesaplarından çıkarmak suretiyle beyanlarını düzeltmeleri veya kendilerine yazılı olarak verilen 15 günlük süre içerisinde işlemin gerçekliğini Tebliğ’in (IV/E/5) bölümündeki açıklamalara göre ispat etmeleri”)
Söz konusu Tebliğ’in 9 uncu Maddesiyle, aynı Tebliğ’in “İşlemlerin Gerçekliğini İspat” başlıklı (IV/E-5.) bölümünün ikinci paragrafı ile yedinci paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Eski düzenleme: |
Yeni düzenleme: |
Öte yandan, aynı Kanun’un 370 inci maddesinde, vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış ön tespitler hakkında tespit tarihine kadar ihbarda bulunulmamış olması kaydıyla mükelleflerin izaha davet edilebileceği hükme bağlanmıştır. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin olarak 25 Temmuz 2017 tarihli ve 30134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 482 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde izaha davetin kapsamı ve şekli, ön tespitin niteliği, izaha daveti yapacak ve yapılan izahı değerlendirecek merciler, davet yapılacaklar, yapılan izahta kullanılacak bilgi ve belgeler ile uygulamaya ilişkin diğer usul ve esaslar belirlenmiştir. 213 sayılı Kanun’un 370 inci Maddesinde yer alan izaha davet uygulaması kapsamında izaha davet komisyonlarınca yapılması gereken işlemler 482 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ndeki açıklamalara göre yerine getirilir, izaha davet uygulaması kapsamına girmeyen işlemlerin gerçekliğini ispatta ise bu Tebliğ’deki hükümler uygulanır. Bu düzenlemeler çerçevesinde, izaha davet kapsamında olan ve izahı kabul edilen mükellefler hakkında özel esaslar uygulanmaz. |
“Öte yandan, 213 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin (b) fıkrasında, vergi incelemesine başlanılmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce verginin ziyaa uğradığına delalet eden emareler bulunduğuna dair yetkili merciler tarafından yapılmış olan sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmaya ilişkin ön tespitler bakımından mükelleflere ön tespite ilişkin yazının tebliğ edilebileceği ve mükelleflerin beyanlarını düzeltebilecekleri düzenlenmiştir. Söz konusu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar ise 30 Temmuz 2020 tarihli ve 31201 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 519 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirlenmiştir. Buna göre, 213 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrasında yer alan uygulama kapsamında ön tespit ve izah değerlendirme komisyonlarınca yapılması gereken işlemler 519 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ndeki açıklamalara göre yerine getirilir, mezkur uygulama kapsamına girmeyen işlemler bakımından ise söz konusu Tebliğ’in bu bölümündeki açıklamalar uygulanır.” |
Yapılan izahın izaha davet komisyonlarınca yeterli bulunmaması ve mükellef tarafından Vergi Usul Kanunu’nun 370 inci maddesinde öngörülen işlemlerin gerçekleştirilmemesi durumunda incelemeye veya takdire sevk işlemleri yapılan mükellefler de aynı şekilde özel esaslara alınır. |
“213 sayılı Kanun’un 370 inci Maddesinin (b) fıkrası uygulaması kapsamında, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmaya ilişkin ön tespit yazısına konu beyanlarını düzeltmeyen mükellefler özel esaslara alınır. Ancak, mükellefin söz konusu belgelere isabet eden Katma Değer Vergisini indirim hesaplarından çıkararak düzelttiğini veya hiç indirim hesaplarına almadığını vergi dairesine tevsik etmesi ya da Tebliğ’in (IV/E-7.2.2) bölümünde yer alan şartlardan [birinci paragrafın (a) ayrımı hariç] birini sağlaması halinde, vergi incelemesi neticesi beklenmeksizin, genel esaslara dönüşü yapılır.” |
Söz konusu Tebliğ’e aşağıdaki bağlantı yoluyla ulaşılabilecektir.
Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 34)
Saygılarımızla,