-
Denetim Yaklaşımımız
Finansal tablo denetimlerinin temel amacı, finansal tablolar üzerinde görüş beyan edebilmek için denetlenen işletmenin iç kontrolü dâhil işletme ve çevresini tanımak suretiyle, hata veya hile kaynaklı “önemli yanlışlık” risklerini belirlemek, değerlendirmek ve böylece “önemli yanlışlık” riski olarak değerlendirilen risklere karşı yapılacak işlerin tasarlanması ve uygulanması için bir dayanak oluşturmaktır.
-
Global Entegrasyon
Grant Thornton Türkiye olarak gücümüzün iki temel bileşeni, ulusal yasa ve mevzuata olan hakimiyetimizin yanı sıra, dünyanın en büyük global denetim ve hizmet ağlarından biri olan Grant Thornton International’ın bir parçası oluşumuz ve bu global gücün sunduğu tüm hizmet kaynaklarına geniş erişimimizdir.
-
Vergi Denetimi (Tam Tasdik) Hizmetleri
Vergi Denetimi (Tam Tasdik) Hizmetleri
-
Vergi Danışmanlığı Hizmetleri
Vergi Danışmanlığı Hizmetleri
-
Vergi Planlaması Hizmetleri
Vergi Planlaması Hizmetleri
-
KDV İadesi Hizmetleri
KDV İadesi Hizmetleri
-
Vergi Eğitimi ve Sirküler
Vergi Eğitimi
-
Diğer Vergi Hizmetleri
Diğer Vergi Hizmetleri
-
Ar-Ge / Tasarım Merkezi Mevzuatı Danışmanlığı
Ar-Ge / Tasarım Merkezi Mevzuatı Danışmanlığı
-
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Mevzuatı Danışmanlığı
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Mevzuatı Danışmanlığı
-
Genel Muhasebe Hizmetleri
Genel Muhasebe Hizmetleri
-
Maliyet Muhasebesi Hizmetleri
Maliyet Muhasebesi Hizmetleri
-
Risk Yönetimi Hizmetleri
Risk Yönetimi Hizmetleri
-
Suistimal İnceleme, Önleme, Hassasiyet, Ticari Uyuşmazlık ve Uyum Hizmetleri
İç Denetim, İç Kontroller ve Suistimal Risk yönetiminin aktif uygulanmasının ve iç kontrol süreçlerinin sıkı takip edilmesinin olası suistimal kayıpları önündeki en önemli koruyucu kalkan olduğuna inanıyoruz.
-
TURQUALITY® ve Yönetim Danışmanlığı Hizmetleri
Turquality® ve Yönetim danışmanlığı hizmetimiz ile büyüme odaklı bir yaklaşımla geleceğinizi şekillendirecek, rekabette öne çıkmanızı sağlayacak fırsatlar yaratıyoruz.
-
Stratejik Yönetim, Strateji Geliştirme ve Stratejik Planlama
İyi tanımlanmış bir stratejik plan olmadan işletme yönetimi yapmak, harita ya da gidilecek hedef belli olmadan yolculuğa çıkmaya benzer.
-
Dijital Strateji ve Dijital Dönüşüm Süreci
Dijitalleşme, bir iş modelini değiştirmek ve yeni gelir ve değer üretme fırsatları sağlamak için dijital teknolojilerin kullanılmasıdır. Dünyamız her zamankinden daha fazla bağlantılı hale geliyor. Milyarlarca akıllı cihaz ve makine, gerçek ve sanal dünyalar arasında bir köprü oluşturarak her geçen gün daha çok miktarda veri üretiyor.
-
Performans İyileştirme ve Değişim Yönetimi
Alanında deneyim ve uzmanlık sahibi danışmanlarımız, benimseme hızını arttıran, riski azaltan ve başarıyı teşvik etmek için performansı yönlendiren insan merkezli, organizasyonel bir değişim yönetimi yaklaşımını başarıyla sunuyor.
-
Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi
Tercih edilen bir işveren olmanız ve günümüz iş dünyasındaki zorlukları aşmanız için yetenek ve performans yönetimi, liderlik, organizasyon ve insan kaynağının yeniden yapılandırılması alanlarında işveren ve çalışan odaklı çözümlere imza atıyoruz.
-
Değer Odaklı Tedarik Zinciri Yönetimi
Değer Odaklı Tedarik Zinciri Yönetimi
-
Şirketlerde Kurumsal ve Yapısal Dönüşüm
Şirketlerde Kurumsal ve Yapısal Dönüşüm
-
Marka Stratejisi Geliştirme, Uluslararası Pazarlama Yönetimi ve Stratejisi
Marka Stratejisi Geliştirme, Uluslararası Pazarlama Yönetimi ve Stratejisi
-
İş Süreçleri Analizi ve Yapılandırma
İş Süreçleri Analizi ve Yapılandırma
-
Ar-Ge/Tasarım Merkezi Kurulumu Danışmanlığı
Ar-Ge/Tasarım Merkezi Kurulumu Danışmanlığı
-
Makro Ekonomik Analiz Danışmanlığı
Makro Ekonomik Analiz Danışmanlığı
-
Kamu Politikaları Danışmanlığı
Kamu Politikaları Danışmanlığı
-
Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri
Birleşme ve Satın Alma Hizmetleri
-
Kurumsal Finansman Hizmetleri
Kurumsal Finansman Hizmetleri
-
Robotik Süreç Otomasyonu
Otomasyon yolculuğu şimdiden uzun ve zorlu bir yol kat etti ve Robotic Process Automation (RPA) da bu yolculuğun önemli adımlarından biri haline geldi. Makine öğrenmesi ve yapay zekâ ile birlikte bilişsel otomasyon bizleri çok daha ileri noktalara taşıyacaktır.
-
Değerleme ve Due Diligence Hizmetleri
Şirketlerin finansal gücü ve marka değeri, yeni yatırım kararları alınmasında kullanılan önemli ölçütlerdir. Değerleme ve Due Diligence incelemesi ile hizmet veriyoruz.
-
AEO | YYS Hizmetlerimiz
AEO | YYS Hizmetlerimiz
-
Belgelendirme Hizmetlerimiz
Belgelendirme Hizmetlerimiz
-
Danışmanlık Hizmetlerimiz
Danışmanlık Hizmetlerimiz
-
Dış Ticaret ve Gümrük Departman Kuruluşu
Dış Ticaret ve Gümrük Departman Kuruluşu
-
Dış Ticaret ve Gümrük İşlemlerinde Yolsuzluk Denetimi
Dış Ticaret ve Gümrük İşlemlerinde Yolsuzluk Denetimi
-
Hukuki Danışmanlık Hizmetlerimiz
Hukuki Danışmanlık Hizmetlerimiz
-
Dış Ticaret ve Gümrük Eğitim Hizmetlerimiz
Dış Ticaret ve Gümrük Eğitim Hizmetlerimiz
25 Mayıs 2021 tarihli ve 31491 sayılı Resmi Gazete’de Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 18) yayımlanmıştır.
Bilindiği üzere 6322 sayılı kanunun 37 nci maddesi ile 01.01.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmek üzere 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Kabul edilmeyen İndirimler” başlıklı 11 nci maddesine eklenen “i” bendi eklenmiş, söz konusu bent kapsamında;
Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında, kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'unu aşmamak üzere Cumhurbaşkanınca kararlaştırılan kısmın kurum kazancından indirilemeyeceğine ilişkin düzenleme yapılmıştır.
4 Şubat 2021 tarihli ve 31385 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3490 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemi kazançlarına uygulanmak üzere, söz konusu gider ve maliyet unsurlarının indirimine müsaade edilmeyecek kısmına ilişkin oran %10 olarak belirlenmiştir.
Yapılan düzenlemelere ilişkin uygulama esasları ise Sirkülerimize konu 18 seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde açıklanmıştır. Söz konusu Tebliğ’de ayrıca tam mükellef sermaye şirketlerinin kendi hisselerini iktisap etmesi durumunda Tevkifat zorunluluğuna ilişkin olarak da düzenleme yapılmış olup her iki konuya ilişkin açıklamalar aşağıdaki şekildedir;
A- FİNANSMAN GİDER KISITLAMASI
- Kısıtlama kapsamına giren mükellefler
Finansman gider kısıtlaması, yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan Kurumlar Vergisi mükellefleri hakkında uygulanacaktır.
Finansman gider kısıtlaması uygulamasında, yabancı kaynak ve öz kaynak mukayesesi gerekmekte olduğundan bu düzenleme bilanço esasına tabi mükellefler için geçerli olup işletme hesabı esasına tabi mükellefler bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.
Ayrıca emeklilik şirketleri, Türkiye'de kurulu mevduat bankaları, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankaları, yurt dışında kurulu bu nitelikteki kuruluşların Türkiye'deki şubeleri ve finansal holding şirketleri, sigorta ve reasürans şirketleri, finansal kiralama, faktoring, finansman şirketleri ve tasarruf finansman şirketleri ile 6362 sayılı Kanun kapsamında sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunan kurumlar finansman gider kısıtlamasına tabi tutulmayacaklardır.
- Finansman gider kısıtlamasının uygulanacağı dönem
Gider kısıtlaması kapsamında olup bilanço esasına göre defter tutan Kurumlar Vergisi mükellefleri, her bir geçici vergilendirme döneminin son günü itibarıyla finansman gider kısıtlaması öncesi Vergi Usul Kanunu’na göre çıkaracakları bilanço esas alınmak suretiyle öz kaynak ve yabancı kaynak mukayesesi yaparak finansman gider kısıtlamasına tabi olup olmayacaklarını tespit edeceklerdir.
Yıllık dönemde; hesap dönemi olarak takvim yılını kullanan mükelleflerde 31 Aralık tarihli bilanço, özel hesap dönemini kullanan mükelleflerde ise hesap döneminin son günü itibarıyla çıkarılacak bilanço esas alınacaktır.
Dolayısıyla, finansman gider kısıtlaması ilk defa 2021 yılının birinci geçici vergilendirme dönemi itibarıyla dikkate alınacaktır.
- 1 Ocak 2013 tarihinden önce yapılan borçlanmalara ilişkin finansman giderlerinin durumu
Tebliğ’e göre, dönem sonu itibarıyla kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşan işletmelerde, 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren sağlanan yabancı kaynaklara ilişkin olarak mahiyet ve tutar itibarıyla 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren kesinleşen gider ve maliyet unsurları gider kısıtlamasına tabi tutulacaktır.
Öte yandan, 1 Ocak 2021 tarihinden önce mahiyet ve tutar itibarıyla kesinleşerek tahakkuk ve dönemsellik ilkeleri gereği 2020 ve önceki yıllarda kurum kazancının tespitinde dikkate alınmış olan finansman giderlerinin finansman gider kısıtlamasına tabi tutulması söz konusu olmayacaktır.
- Kısıtlama kapsamına giren gider ve maliyet unsurları
Tebliğ’de;
-Yabancı kaynaklar: Bilançonun kısa vadeli yabancı kaynaklar ve uzun vadeli yabancı kaynaklar toplamını,
-Finansman giderleri: Yabancı kaynağın kullanım süresine bağlı olarak doğan her türlü faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı, faktoring kuruluşlarına verilen iskonto bedelleri ve benzeri adlar altında yapılmış olan gider ve maliyet unsurlarını ifade ettiği belirtilmiştir.
Buna göre, yabancı kaynakların öz kaynak kıyaslamasında dikkate alınacak yabancı kaynaklar, bilançodaki vadeye (kullanım süresine) bağlı olarak finansman giderine yol açan yabancı kaynakları değil tüm yabancı kaynakları (kısa vadeli yabancı kaynaklar ve uzun vadeli yabancı kaynakların tamamını) kapsamaktadır.
Tebliğ’de hesaplamaya dahil edilmeyecek bir yabancı kaynak tanımına yer verilmemiştir; ancak kapsama girmeyen gider ve maliyet unsurlarına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.
Tebliğ’de, finansman giderlerine ilişkin bir gider veya maliyet unsurunun gider kısıtlamasına konu edilmesi için bunların yabancı kaynak kullanımına ve bu kaynağın kullanım süresine bağlı olarak doğmuş olması gerektiği belirtilmektedir. Buna göre; teminat mektubu komisyonları, tahvil ihracı ile ilgili olarak yapılan baskı ve benzeri giderler ile ipotek masrafları gibi herhangi bir yabancı kaynak kullanımına bağlı olmaksızın yapılan giderlerin gider kısıtlamasına konu edilmesi söz konusu değildir. Aynı şekilde bir finansman gideri olmayıp finansman geliri azalması niteliğinde olan erken ödeme iskontoları veya peşin ödeme iskontoları da finansman gider kısıtlaması kapsamı dışında olmaktadır.
Satış bedelinin belirli bir vade sonunda ödenmesine ilişkin olarak, mükelleflerin Vergi Usul Kanunu’na göre düzenlenen bilançolarında izlenen “satıcılar” ve benzeri hesaplar için finansman gideri hesaplanmaması halinde bu işlemler için ayrıca ayrıştırma yapılarak satış bedelinin belirli bir kısmı gider kısıtlamasına tabi tutulmayacaktır. Diğer yandan söz konusu hesaplarda yer alan tutarların Vergi Usul Kanunu’nun 280 inci maddesi kapsamında değerlemesinden kaynaklanabilecek kur farkı giderleri ise gider kısıtlaması kapsamında değerlendirilecektir.
Kredi sözleşmelerine ilişkin olarak ödenen Damga Vergisi veya banka havale ücretlerine ilişkin ödenen Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) gibi bir yabancı kaynağın kullanım süresine bağlı olarak doğmayan gider ve maliyet unsurları, gider indirimi kısıtlaması uygulamasına tabi olmayacaktır. Bu giderlerden kredi faizleri üzerinden hesaplanan BSMV gibi bir yabancı kaynağın işletmede kullanım süresine bağlı olarak doğanlar ise gider indirimi kısıtlaması uygulamasına konu edilecektir.
İşletmelerce banka ve benzeri kurumlardan temin edilen kredilerin, bu işletmelerin üzerinde herhangi bir finansman yükü kalmaksızın grup şirketlerine aktarılması halinde, bu kredilere ilişkin finansman giderinin, krediyi devralan ve fiilen kullanan şirket bünyesinde gider kısıtlamasına tabi tutulması gerekmektedir.
- Dış ticaret sermaye şirketleri veya sektörel dış ticaret şirketleri nezdinde finansman gider kısıtlaması
İmalatçı veya tedarikçi şirketlerle imzalanan aracılı ihracat sözleşmesine dayanarak dış ticaret sermaye şirketleri ve sektörel dış ticaret şirketleri üzerinden aynı değerle alınıp aynı değerle ihracatı gerçekleştirilen, malın üretimi veya tedarikine ilişkin tüm yükümlülüklerden doğrudan ve münhasıran imalatçı veya tedarikçi şirketlerin sorumlu olması ve ihracattan doğan finansman yükünün aracılı ihracat sözleşmesinin tarafı olan imalatçı veya tedarikçi şirketlere aktarılması kaydıyla, bu işlemler nedeniyle dış ticaret sermaye şirketleri veya sektörel dış ticaret şirketleri nezdinde finansman gider kısıtlaması uygulanmayacaktır.
Ancak, dış ticaret sermaye şirketleri ve sektörel dış ticaret şirketlerinin kendi nam ve hesabına yurt içinden satın aldıkları malların satışından doğan finansman giderleri finansman gider kısıtlamasına tabi tutulacaktır.
- Kanunen kabul edilmeyen gider tutarının tespiti
Yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşmış olan Kurumlar Vergisi mükelleflerinin, aşan kısımla sınırlı olmak üzere, yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'luk kısmı, kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.
Örnek 1: Öz kaynakları toplamı 800.000 TL olan (A) A.Ş.'nin aynı dönemde yabancı kaynakları toplamı 1.000.000 TL'dir. Bu döneme ilişkin toplam finansman gideri ise 100.000 TL'dir.
Dönem sonu itibarıyla (A) A.Ş.’nin yabancı kaynak tutarı öz kaynak tutarını aştığı için aşan kısma münhasır olmak üzere yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderinin %10’luk kısmı, kurum kazancının tespitinde gider olarak kabul edilmeyecektir.
Finansman gider kısıtlamasına tabi tutarın hesabı:
Aşan kısım: Yabancı kaynak toplamı – Öz kaynak toplamı
: 1.000.000 TL – 800.000 TL = 200.000 TL
Aşan kısma isabet eden finansman gideri: Finansman gideri x (Aşan kısım / Toplam yabancı kaynak)
: 100.000 TL x (200.000 TL / 1.000.000 TL)
: 100.000 TL x %20
: 20.000 TL
Yabancı kaynağın öz kaynak tutarını aşan kısmına isabet eden finansman giderinin %10’luk kısmı olan (20.000 TL x %10=) 2.000 TL kurum kazancının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.
Örnek 2: (D) A.Ş.’nin 2021 yılına ilişkin geçici vergilendirme dönemleri itibarıyla öz kaynak, yabancı kaynak ve finansman giderlerine ilişkin tutarları aşağıdaki gibidir:
Geçici vergide kazancın hesaplandığı dönem |
Yabancı kaynak (TL) |
Özkaynak (TL) |
Finansman gideri (TL) |
1 Ocak - 31 Mart |
500.000 |
600.000 |
15.000 |
1 Ocak - 30 Haziran |
600.000 |
600.000 |
20.000 |
1 Ocak - 30 Eylül |
700.000 |
600.000 |
25.000 |
1 Ocak - 31 Aralık |
800.000 |
600.000 |
30.000 |
-Birinci geçici vergilendirme döneminde finansman gider kısıtlaması:
Birinci geçici vergilendirme döneminin son günü itibarıyla çıkarılan bilançoya göre yabancı kaynak (500.000 TL) ile öz kaynak (600.000 TL) mukayesesi yapıldığında, birinci geçici vergilendirme döneminin son günü itibarıyla yabancı kaynak tutarı öz kaynak tutarını aşmadığından, bu dönemde finansman gider kısıtlaması uygulanmayacaktır.
-İkinci geçici vergilendirme döneminde finansman gider kısıtlaması:
İkinci geçici vergilendirme döneminin son günü itibarıyla çıkarılan bilançoya göre yabancı kaynak (600.000 TL) ile öz kaynak (600.000 TL) mukayesesi yapıldığında, yabancı kaynak tutarı öz kaynak tutarını aşmadığından, bu dönemde de finansman gider kısıtlaması uygulanmayacaktır.
-Üçüncü geçici vergilendirme döneminde finansman gider kısıtlaması:
Üçüncü geçici vergilendirme döneminin son günü itibarıyla çıkarılan bilançoya göre yabancı kaynak tutarı (700.000 TL) öz kaynak (600.000 TL) tutarını aşmaktadır. Bu nedenle (D) A.Ş. üçüncü geçici vergilendirme döneminde finansman gider kısıtlaması uygulayacaktır.
Aşan kısım: Yabancı kaynak toplamı – Öz kaynak toplamı
: 700.000 TL – 600.000 TL = 100.000 TL
Aşan kısma isabet eden finansman gideri: Finansman gideri x (Aşan kısım / Toplam yabancı kaynak)
: 25.000 TL x (100.000 TL / 700.000 TL)
: 25.000 TL x % 14,2857
: 3.571,43 TL
KKEG olarak dikkate alınacak finansman gideri: 3.571,43 TL x %10 = 357,14 TL
-Dördüncü geçici vergilendirme döneminde finansman gider kısıtlaması:
Dördüncü geçici vergilendirme döneminin son günü itibarıyla çıkarılan bilançoya göre yabancı kaynak tutarı (800.000 TL) öz kaynak (600.000 TL) tutarını aşmaktadır. Bu nedenle (D) A.Ş. dördüncü geçici vergilendirme döneminde de finansman gider kısıtlaması uygulayacaktır.
Aşan kısım: Yabancı kaynak toplamı – Öz kaynak toplamı
: 800.000 TL – 600.000 TL = 200.000 TL
Aşan kısma isabet eden finansman gideri: Finansman gideri x (Aşan kısım / Toplam yabancı kaynak)
: 30.000 TL x (200.000 TL / 800.000 TL)
: 30.000 TL x %25
: 7.500 TL
KKEG olarak dikkate alınacak finansman gideri: 7.500 TL x %10 = 750 TL
Dolayısıyla, (D) A.Ş. üçüncü geçici vergilendirme (Ocak-Eylül) döneminde 25.000 TL’lik finansman giderinin 357,14 TL’lik kısmını, dördüncü geçici vergilendirme (Ocak-Aralık) döneminde 30.000 TL’lik finansman giderinin 750 TL’lik kısmını, yıllık dönemde ise 30.000 TL tutarında finansman giderinin 750 TL’lik kısmını kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alacaktır.
Finansman gideri yanında finansman gelirinin de bulunması durumu :Finansman gelirleri ile giderleri arasında netleştirme yapılmayacaktır. Finansman giderleri toplamı gider kısıtlamasına konu edilecektir.
Kur Farkları: Yabancı kaynak kullanımından doğan kur farkı giderleri döviz kurlarındaki değişim dikkate alınarak hesaplanan gerçek tutarı ile dikkate alınacaktır.
Aynı kaynağa ilişkin olarak bir hesap dönemi içindeki aynı veya farklı geçici vergilendirme dönemlerinde oluşan kur farkı gelir ve giderleri mahsuplaştırılarak işlem tarihi veya dönem sonu itibarıyla bu kaynağa ilişkin net kur farkı gideri doğması halinde bu tutar finansman gideri kısıtlamasında dikkate alınacaktır.
Aynı dönem içinde olsa bile farklı yabancı kaynaklara ilişkin olarak oluşan kur farkı gelirleri ile kur farkı giderleri birlikte değerlendirilemeyecektir. Buna göre, her bir kredinin kur farkı gelir ve giderlerinin ayrı ayrı takip edilmesi faydalı olacaktır.
Öte yandan, temin edilen yabancı kaynağın mevduat ve benzeri şekillerde değerlendirilmesi sonucu doğacak kur farkı geliri şirketin bilançosunun aktifinde yer alan bir varlığın değerlemesi sonucu oluştuğu için, yabancı kaynağa ilişkin kur farkı giderinden mahsup edilemeyecektir.
- Örtülü sermaye, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı ve binek otomobillerde gider kısıtlaması uygulamaları nedeniyle kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınan finansman giderlerinin durumu
İşletmenin kullanmış olduğu yabancı kaynaklara ilişkin faiz ve kur farkı gibi giderlerden örtülü sermaye, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı veya binek otomobillerde gider kısıtlaması uygulamaları nedeniyle kurum kazancının tespitinde hali hazırda kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmış olanlar finansman gider kısıtlamasına tabi tutarın hesabında dikkate alınmayacaktır.
- Yıllara sari inşaat ve onarma işleri ile uğraşan mükelleflerde uygulama
Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işleri ile uğraşanların kullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin finansman giderleri, işin kesin kar veya zararının tespit edildiği yıl kazancının hesaplanmasında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacağından, gider kısıtlamasına ilişkin uygulama da aynı dönemde yapılacaktır.
Birden fazla inşaat ve onarma işinin birlikte yapılması veya yıllara sari inşaat ve onarma işlerinin yanı sıra başka işlerin de bulunması halinde, yapılan finansman giderleri hangi yılın kar veya zarar tutarının tespitinde dikkate alınıyorsa, o yılda gider indirimi kısıtlamasına konu edilecektir.
Öte yandan, finansman gider indirimi kısıtlamasına ilişkin hükümler 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yürürlüğe girdiğinden, bu tarihten önce mahiyet ve tutar itibarıyla kesinleşmiş olan ancak yıllara sari inşaat ve onarma işlerinin kazancı işin bittiği yılın kazancı olarak beyan edileceğinden henüz kurum kazancının tespitinde dikkate alınmamış olan finansman giderlerinin, inşaat ve onarma işi kazancının hangi yıl beyan edildiğine bakılmaksızın, gider indirimi kısıtlanmasına konu edilmemesi gerekmektedir.
- Adi ortaklıklarda finansman gider kısıtlaması
Adi ortaklıkların tüzel kişilikleri bulunmadığından, kazançları dolayısıyla Gelir veya Kurumlar Vergisi mükellefi olmaları söz konusu değildir. Bu nedenle, adi ortaklık bünyesinde yürütülen faaliyetten doğan kar veya zarar, adi ortaklığı oluşturan ortaklar tarafından hisseleri oranında kendi kazançlarına dahil edilerek vergilendirilmektedir.
Finansman gider kısıtlaması uygulamasında adi ortaklıklar, adi ortaklığı oluşturan ortaklardan ayrı bir birim olarak değerlendirilecektir. Adi ortaklığın finansman giderleri, adi ortaklığın ortakları tarafından doğrudan kendi finansman giderlerine dahil edilmeyecektir. Ancak, bilançolarında yabancı kaynak tutarı öz kaynak tutarını aşan adi ortaklıklarda, aşan kısma münhasır olmak üzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmede kullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon, vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzeri adlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının %10'u ortakların hisseleri oranında, verecekleri beyannamelerinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınacaktır.
B- TAM MÜKELLEF SERMAYE ŞİRKETLERİNİN KENDİ HİSSELERİNİ İKTİSAP ETMESİ
- Tam mükellef sermaye şirketlerinin kendi hisselerini iktisap etmesi durumunda tevkifat uygulaması
Kesinleşmiş vergi borçlarının yapılandırılması ve vergi mevzuatında yapılan bazı değişiklikleri içeren 7256 sayılı Kanun’un (RG: 17 Kasım 2020) 17 inci maddesiyle, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesine (tevkifat) yeni bir fıkra eklenmiştir. Buna göre; tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını;
- Sermaye azaltımı yoluyla itfa etmeleri,
- İktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında elden çıkarmaları veya
- İktisap ettikleri tarihten itibaren 2 tam yıl içerisinde, sermaye azaltımı yoluyla itfa etmemeleri veya elden çıkarmamaları
halinde, ilgili maddede belirtilen bedeller üzerinden %15 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir.
- Şirketlerin kendi hisse senetlerini veya ortaklık paylarını iktisap etmeleri
Tam mükellef sermaye şirketlerinin kendi hisse senetlerini ve ortaklık paylarını iktisap ettikleri tarih itibarıyla herhangi bir vergilendirme işlemi yapılmayacaktır. Bu tarih itibarıyla şirketlerin kendi hisse senedi veya ortaklık payı alımlarına ilişkin kayıt gerçekleştirilecek ve bunun dışında kendi hissesini veya ortaklık payını satın alan şirket açısından Gelir Vergisi Kanunu’nun 94 üncü maddesine göre herhangi bir vergi kesintisi söz konusu olmayacaktır.
Diğer taraftan, söz konusu hisse senetlerini veya ortaklık paylarını elden çıkaran gerçek ya da tüzel kişinin hukuki niteliğine göre genel hükümler çerçevesinde vergilendirme yapılacaktır.
- Borsa İstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere en az %20 oranında halka arz edilen kurumlarda Kurumlar Vergisi oranının 2 puan indirimli uygulanması
7256 sayılı Kanun’un 35 inci maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32 nci maddesine eklenen altıncı fıkrada yer alan düzenlemeyle, payları Borsa İstanbul Pay Piyasası’nda ilk defa işlem görmek üzere en az %20 oranında halka arz edilen kurumların, paylarının ilk defa halka arz edildiği hesap döneminden başlamak üzere beş hesap dönemine ait kurum kazançlarına Kurumlar Vergisi oranının 2 puan indirimli olarak uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri, finansman şirketleri, ödeme ve elektronik para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketleri indirimli oran uygulamasından yararlanamayacaklardır.
İndirimli oranlı Kurumlar Vergisi uygulamasından yararlanılabilmesi için, payların Borsa İstanbul Pay Piyasası’nda ilgili maddenin yürürlük (17 Kasım 2020) tarihinden sonra ilk defa halka arz ediliyor olması ve en az %20 oranında halka arzın gerçekleştirilmesi gerekmektedir. %20’lik oranın hesabında halka arz edilen tutarla birlikte ulaşılan toplam sermaye tutarı dikkate alınacaktır.
İndirimli oranlı Kurumlar Vergisi uygulaması süresiz olmayıp, ilk defa halka arzın gerçekleştiği hesap döneminden başlamak üzere beş hesap dönemi boyunca elde edilecek kurum kazançlarına uygulanacaktır. Halka arz şartının Kanun’da öngörülen şekilde sağlandığı geçici vergilendirme döneminden itibaren kurumlar vergisi 2 puan indirimli olarak uygulanacak olup halka arzın gerçekleştiği tarihe göre önceki geçici vergilendirme dönemlerinde kanuni oran üzerinden hesaplanan geçici vergiler için düzeltme işlemi yapılmayacaktır.
İndirimli oranlı Kurumlar Vergisi uygulamasından yararlanılabilmesi için en az %20 oranındaki halka açıklığın, ilk defa halka arzın gerçekleştiği hesap döneminden itibaren beş hesap dönemi boyunca korunması gerekmektedir. Bu şartın ihlal edilmesi halinde indirimli vergi oranı uygulaması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.
Ayrıca bu hüküm kapsamında, indirimli oranlı Kurumlar Vergisinden yararlanan kurumların ilk defa halka arzın gerçekleştiği hesap döneminden itibaren beş hesap dönemi içerisinde tasfiyeye girmeleri veya devir ya da tam bölünme yoluyla infisah etmeleri halinde ise indirimli vergi oranı uygulaması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.
Tebliğ’in “36.8.” bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir:
‘’5520 sayılı Kanun’a 7316 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle eklenen geçici 13 üncü madde hükmü aşağıdaki gibidir:
“Geçici Madde 13 – (1) Bu Kanunun 32 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan %20 oranı, kurumların 2021 yılı vergilendirme dönemine ait kurum kazançları için %25, 2022 yılı vergilendirme dönemine ait kurum kazançları için %23 olarak uygulanır. Bu oranlar özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için ilgili yıl içinde başlayan hesap dönemlerine ait kazançlarına uygulanır.”
Ayrıca, 7316 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin (c) bendiyle, söz konusu geçici 13 üncü maddenin,
-1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren verilmesi gereken beyannamelerden başlamak ve 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemine (özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan hesap dönemine) ait kurum kazançları için geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği,
-Bu oranların özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için ilgili yıl içinde başlayan hesap dönemlerine ait kazançlara uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu kapsamda, Kurumlar Vergisi mükelleflerinin 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemleri için 1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren verilmesi gereken Yıllık/Geçici Kurumlar Vergisi Beyannamelerinde beyan edilen matrahlarına %25 oranında Kurumlar Vergisi/Geçici Vergi uygulanacaktır. 2022 hesap dönemine ait kurum kazançları üzerinden ise %23 oranında Kurumlar Vergisi alınacaktır.
Dolayısıyla, geçici vergi oranı, hesap dönemi olarak takvim yılını kullanan mükelleflerde 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan 2021 hesap döneminin ikinci geçici vergi döneminden itibaren %25 oranında; kendilerine özel hesap dönemi tayin edilmiş olan mükelleflerde ise 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren başlayan hesap dönemlerine ilişkin olarak 1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren verilmesi gereken geçici vergi beyannamelerinde %25 olarak uygulanacaktır.”
Söz konusu Tebliğ’e aşağıdaki bağlantı ile ulaşılabilecektir.
Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 18)
Saygılarımızla,