banner image
Basılı Bültenler

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri no 46) Yayımlanmıştır

1 Nisan 2023 tarihli ve 32150 sayılı Resmî Gazete’de "Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 46)" yayımlanmıştır.

Sirkülerimize konu Tebliğ kapsamında;

·     Mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki mükelleflerin mücbir sebep halinden çıkmak istemeleri durumunda KDV tevkifatı,

·      PTT A.Ş.’nin temin etmiş olduğu bazı hizmetlerin “işgücü temin hizmeti” kapsamında KDV tevkifatına tabi tutulması,

·     Süresinde düzenlenmiş Tam tasdik sözleşmesi bulunan mükelleflerin hizmet nitelikli tevkifata tabi işlemlerinden kaynaklanan nakden ve mahsuben KDV iade alacaklarının YMM raporu ile yerine getirilebilmesi,

·     2023 Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) şampiyonlar ligi finali müsabakası kapsamında yapılacak teslim ve hizmetlerde istisna,

·         KDV İade talebinde bulunulabilecek asgari tutar,

·      Süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunan mükelleflerin, haklarında sahte belge kullanma olumsuz tespitleri olması durumunda, belgelerde yer alan alım tutarının aynı dönemdeki toplam alımlarının %5’ini geçmemesi halinde, mükelleflere olumsuzluğun giderilmesine yönelik davet yazısı gönderilmemesi ve özel esaslara alınmaması,

·     7440 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Kapsamında KDV Artırımında Bulunanların Özel Esaslar Karşısındaki Durumu,

·      Tam tasdik sözleşmesi bulunan mükelleflerden haklarında muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanma tespiti bulunanlar,

·      Şehir İçi Yolcu Taşımacılığı Faaliyetinde Bulunan Ve Bu Faaliyetlerinden Kaynaklanan Hasılatlarının Tamamını Elektronik Ücret Toplama Sistemleri Aracılığıyla Elde Eden Dolmuş İşletmelerinin Hasılat Esaslı Vergilendirme Usulünden Faydalanma Usul ve Esaslar,

 konularında açıklamalara yer verilmiş olup, önemli görülen hususlara aşağıda yer verilmiştir.

1. MÜCBİR SEBEP HALİ İLAN EDİLEN YERLERDEKİ MÜKELLEFLERİN MÜCBİR SEBEP HALİNDEN ÇIKMAK İSTEMELERİ:

46 seri numaralı Tebliğ’in 1 inci maddesi ile Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin Kısmi Tevkifatın Mahiyeti ve Tevkifat Uygulayacak Alıcılar başlıklı (I/C-2.1.3.1.) bölümünde bazı değişiklikler yapılmış olup, yapılan değişikliklere aşağıdaki tabloda yer verilmiştir:

Eski Düzenleme

Yeni Düzenleme

213 sayılı Kanuna göre, mücbir sebebin başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar geçen sürede, mücbir sebepten yararlanan mükelleflerin vergi ödevleri ertelenmektedir. Bu kapsamda beyanname verme yükümlülükleri ileri tarihe ertelenen mükelleflerin, mücbir sebep halinde bulunduğu süre içerisinde kısmi tevkifat kapsamındaki alımlarında tevkifat uygulanmaz. Şu kadar ki, işleme taraf satıcı mükellefin de mücbir sebep kapsamında bulunması halinde, söz konusu alımlarda genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulamasına devam olunur.

213 sayılı Kanuna göre, mücbir sebebin başladığı tarihten sona erdiği tarihe kadar geçen sürede, mücbir sebepten yararlanan mükelleflerin vergi ödevleri ertelenmektedir.

Bu kapsamda beyanname verme yükümlülükleri ileri tarihe ertelenen mükelleflerin, mücbir sebep halinde bulunduğu süre içerisinde kısmi tevkifat kapsamındaki alımlarında uygulanmaz. Alıcı mükelleflerin mücbirsebep halinden çıkmak istemeleri ve buna ilişkin İdareye yaptıkları başvuru neticesinde mücbir sebep halinin sona erdirilmesi durumunda da mücbir sebep halinin ortadan kalktığı tarihten itibaren genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulanır.

Öte yandan, işleme  taraf olan satıcı mükellef ile alıcı mükellefin her ikisinin de mücbir sebep kapsamında bulunması halinde, söz konusu alımlarda genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulamasına devam olunur.

Bu kapsamda, tevkifat uygulaması kapsamındaki işlemlerde, mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki mükelleflerin mücbir sebep halinden çıkmak istemeleri ve buna ilişkin idareye başvurmaları halinde genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulanacaktır. 

Öte yandan, işleme taraf olan satıcı mükellef ile alıcı mükellefin her ikisinin de mücbir sebep kapsamında bulunması halinde, söz konusu alımlarda genel hükümler çerçevesinde tevkifat uygulamasına devam olunacaktır.

Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, mücbir sebep halinde KDV tevkifat uygulamasına ilişkin özet tablo aşağıdaki gibidir:

Satıcı

Alıcı

Tevkifat Durumu

Mücbir sebep kapsamında

Mücbir sebep kapsamında

Tevkifat uygulanır.

Mücbir sebep kapsamında değil

Mücbir sebep kapsamında değil

Tevkifat uygulanır.

Mücbir sebep kapsamında değil

Mücbir sebep kapsamında

Tevkifat uygulanmaz.

Mücbir sebep kapsamında

Mücbir sebep kapsamında değil

Tevkifat uygulanır.

 

2. PTT A.Ş.’NİN İŞGÜCÜ TEMİN HİZMETİ KAPSAMINDA KDV TEVKİFATI:

 

46 seri numaralı Tebliğ’in 2 nci  maddesi ile KDV Genel Uygulama Tebliği’nin Tevkifat Uygulayacak Alıcılar ve Tevkifat Oranı “Kapsam” başlıklı (I/C-2.1.3.2.5.2.) bölümünün sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir:

“PTT A.Ş’nin posta işlerinin yerine getirilmesine yönelik olarak; gönderilerin toplanması, yüklenmesi, ayrımı, sevki ve işlenmesi, gönderilerin adresten kabulü, ambalajlanması, ölçüm, tartım ve kayıt işlemleri, dağıtılacak tüm kayıtlı/kayıtsız gönderilerin grup/cihet ayrımı, dağıtım araçlarına yüklenmesi ve boşaltılması, gönderilerin dağıtım ve teslimi, tahsilatlı gönderilerin ücretlerinin tahsili, tahsil edilen ücretlerin İdareye teslimi, teslim edilen veya edilemeyen gönderilerin dağıtım alanında veya işyerinde düşüm işlemleri ve benzeri şekillerdeki hizmet alımları bu bölüm kapsamında tevkifata tabi tutulur.”

Yapılan düzenleme doğrultusunda, PTT A.Ş.’nin posta işlerinin yürütülmesinde aldığı birtakım hizmetlerin işgücü temin hizmeti kapsamında KDV tevkifatına tabi olduğu hususu söz konusu Tebliğ’e eklenmiştir.

3. SÜRESİNDE DÜZENLENMİŞ TAM TASDİK SÖZLEŞMESİ BULUNAN MÜKELLEFLERİN HİZMET NİTELİKLİ TEVKİFATA TABİ İŞLEMLERİNDEN KAYNAKLANAN NAKDEN VE MAHSUBEN İADE ALACAKLARININ YMM RAPORU İLE YERİNE GETİRİLEBİLMESİ:

Sirkülerimize konu olan Tebliğ’in 3 üncü maddesi ile KDV Genel Uygulama Tebliği’nin “Mahsuben İade Talepleri” başlıklı (I/C-2.1.5.2.1.) bölümünün 8 inci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

 

“Şu kadar ki mükellefin iade hakkı doğuran işlemi yaptığı yılda süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesinin bulunması halinde, mahsuben iade talepleri YMM raporu ile yerine getirilebilir. (Ek paragraf: Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ m.3)

 

Ayrıca, ilgili Tebliğ’in 4 üncü maddesi ile aynı Tebliğ’in “Nakden İade Talepleri” başlıklı (I/C-2.1.5.2.2.) bölümünün 3 üncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Şu kadar ki mükellefin iade hakkı doğuran işlemi yaptığı yılda süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesinin bulunması halinde, nakden iade talepleri YMM raporu ile yerine getirilebilir veya iade talebinin tamamı kadar verilmiş teminat, YMM raporu ile çözülebilir.

 

Yukarıda yer alan düzenemeler doğrultusunda, süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunan mükelleflerin, hizmet nitelikli tevkifata tabi işlemlerinden kaynaklanan nakden ve mahsuben iade alacakları YMM raporu ile yerine getirilebilecektir.

4. KDV İADESİ TALEBİNDE BULUNULABİLECEK ASGARİ TUTAR:

2023/23 sayılı sirkülerimizde açıklandığı üzere, 28 Ocak 2023 tarihli ve 32087 sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan 6775 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile mükelleflerin iade hakkı doğuran işlemlerine ilişkin katma değer vergisi iade talebinde bulunabilecekleri asgari tutar 2.000 TL olarak belirlenmişti.

Sirkülerimize konu olan Tebliğ’in 6 ncı maddesi ile KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (IV/A-1.6.) bölümüne 1.7. İade Talebinde Bulunulabilecek Asgari Tutar başlığı ile aşağıda belirtilen bölüm eklenmiştir:

“27/1/2023 tarihli ve 6775 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 1/2/2023 tarihinden itibaren yapılan işlemlere uygulanmak üzere mükelleflerin iade hakkı doğuran işlemlerine ilişkin olarak iade talebinde bulunabilecekleri asgari tutar 2.000 TL olarak belirlenmiştir. Belirlenen bu tutarın mükelleflerin iade talep ettiği tutardan düşülmesi söz konusu değildir. Bu kapsamda, mükellefler iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade talep tutarları 2.000 TL’nin altında olan vergilendirme dönemleri de dahil olmak üzere ilgili dönem beyannamelerinde iade beyan edecek ve bu tutarlar için iade talebinde bulunacaktır. Ancak vergi dairelerince 2.000 TL’nin altındaki iade talepleri bu vergilendirme döneminde değerlendirmeye alınmaksızın sonraki vergilendirme dönemlerindeki iade talepleri ile birlikte değerlendirilecektir. Mükelleflerin aynı vergilendirme döneminde farklı iade hakkı doğuran işlemlerden kaynaklanan iade talepleri bulunması halinde iade talebinde bulunulabilecek tutarın tespitinde bu dönemdeki iade tutarları birlikte dikkate alınır. Toplam iade talep tutarının asgari iade tutarı olan 2.000 TL’yi aşması halinde mükellefin bu dönemdeki iade talebi değerlendirilir. Toplam iade talep tutarının asgari iade tutarının altında kalması halinde mükellefin bu dönemdeki iade talebinin değerlendirilmesi mümkün olmayıp, bu iade talep tutarının izleyen dönemlerdeki iade talep tutarları ile birlikte dikkate alınarak iade talebinin değerlendirilmesi mümkündür. Bu durumda izleyen vergilendirme dönemindeki iade talep tutarı dahil toplam iade tutarının asgari iade tutarı olan 2.000 TL’yi aşması gerektiği tabiidir.” 

5. SÜRESİNDE DÜZENLENMİŞ TAM TASDİK SÖZLEŞMESİ BULUNAN MÜKELLEFLERDEN HAKLARINDA SAHTE BELGE KULLANMA OLUMSUZ TESPİTLERİ BULUNANLAR:

Sirkülerimize konu Tebliğ’in 7 nci maddesi ile KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (IV/E-3.5.) “Haklarında Sahte Belge Kullanma Tespiti Bulunanlar” başlıklı bölümünün 5 inci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Sahte belge kullanılmasına yönelik olumsuz tespit bulunan dönemi kapsayan takvim yılında süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunan mükelleflerin, sahte olduğu tespit edilen belgelerde yer alan alım tutarının, aynı dönemdeki toplam alımlarının %5’ini geçmemesi halinde, bu mükellefler sahte belge kullanma tespiti gerekçesiyle özel esaslar kapsamına alınmazlar. Şu kadar ki, bu durumun 213 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrası kapsamındaki ön tespitler için yapılacak izaha davet ve buna bağlı olarak uygulanacak özel esaslar uygulamasına etkisi yoktur.”

6. SÜRESİNDE DÜZENLENMİŞ TAM TASDİK SÖZLEŞMESİ BULUNAN MÜKELLEFLERDEN HAKLARINDA MUHTEVİYATI İTİBARİYLE YANILTICI BELGE KULLANMA TESPİTİ BULUNANLAR:

Bu Tebliğ’in 8 inci maddesi ile aynı Tebliğ’in Haklarında Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Kullanma Tespiti Bulunanlar başlıklı (IV/E-4.5.) bölümünün 1 inci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir:

“Muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanılmasına yönelik olumsuz tespit bulunan dönemi kapsayan takvim yılında süresinde düzenlenmiş tam tasdik sözleşmesi bulunan mükelleflerin, yanıltıcı olduğu tespit edilen belgelerde yer alan alım tutarının, aynı dönemdeki toplam alımlarının %5’ini geçmemesi halinde, bu mükellefler muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma tespiti gerekçesiyle özel esaslar kapsamına alınmazlar. Şu kadar ki, bu durumun 213 sayılı Kanunun 370 inci maddesinin (b) fıkrası kapsamındaki ön tespitler için yapılacak izaha davet ve buna bağlı olarak uygulanacak özel esaslar uygulamasına etkisi yoktur.”

7. 7440 SAYILI BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN KAPSAMINDA KDV ARTIRIMINDA BULUNANLARIN ÖZEL ESASLAR KARŞISINDAKİ DURUMU

Tebliğin (IV/E-15.) bölümünden sonra gelmek üzere başlığıyla birlikte aşağıdaki bölüm eklenmiştir.  

 16. 9/3/2023 Tarihlive 7440 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı KanunlardaDeğişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Kapsamında KDV Artırımında Bulunanların Özel Esaslar Karşısındaki Durumu

 Aralık/2022 ve öncesi vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak haklarında bu Tebliğ kapsamında;

- Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma olumsuz raporu ile

- Sahte belge veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge kullanma,

- Beyanname vermeme,

- Adresinde bulunamama,

- Defter ve belge ibraz etmeme,

olumsuz tespitleri bulunan ve bu nedenle özel esaslara tabi olan mükelleflerden 2018, 2019, 2020, 2021 ve2022 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin olarak 7440 sayılı Kanunun 5 inci ve geçici1 inci maddeleri kapsamında KDV artırımında bulunanlar (Bu yıllardan herhangi birinde faaliyete başlanması halinde faaliyete başlanan yıl ve sonraki yıllar için; faaliyetin terk edilmesi halinde ise faaliyetin terk edildiği yıl ve önceki yıllar için artırımda bulunulması gerekir.), artırım tutarlarının tamamını ödedikleri tarihten itibaren özel esaslar kapsamından çıkarılır. Ayrıca, taksit uygulamasından faydalanan mükelleflerin hesaplanan tutarların tamamı ile bir taksite ait tutarın %10’u kadar banka teminat mektubu (herhangi bir kısıtlayıcı şart taşımaması gerekmektedir), sigorta şirketi kefalet senedi (herhangi bir kısıtlayıcı şart taşımaması gerekmektedir), devlet tahvili veya hazine bonosu cinsinden teminat göstermeleri halinde taksitlerin tamamının ödenmesi beklenmeksizin genel esaslara dönüşleri sağlanır. Bu şekilde teminat gösteren mükelleflerin mezkûr Kanuna göre taksitleri ödememeleri halinde, ödenmemiş taksitler muaccel hale gelir ve kalan borcun tamamı teminatın paraya dönüştürülmesi yoluyla tahsil edilir.

7326 sayılı Kanun kapsamında 2018, 2019 ve 2020 yılları için (Bu yıllardan herhangi birinde faaliyete başlanması halinde faaliyete başlanan yıl ve sonraki yıl için) artırımdan yararlanmış olanların genel esaslara dönüşünde, yararlanma koşullarının ihlal edilmemiş olması koşuluyla bu yıllar için yeniden artırımda bulunulması şartı aranmaz.

2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin olarak7440 sayılı Kanunun 5 inci ve geçici1 inci maddeleri doğrultusunda KDV artırımında bulunarak özel esaslar kapsamından çıkarılan mükellefler, artırımda bulunulan yıllar için yukarıda belirtilen olumsuzluklar kapsamında tekrar özel esaslara alınmazlar.

Özel esaslar kapsamında olmadığı halde KDV artırımında bulunmuş olan mükellefler, artırımda bulundukları yıllarda alım yaptıkları mükelleflerle ilgili olumsuzluklar için yapılacak tespitler dolayısıyla özel esaslar kapsamına alınmazlar. Ancak, bu mükellefler hakkında, artırımda bulunulan yıllar için sahte belge kullanma olumsuz tespiti yapılması halinde, Tebliğin (IV/E-5) bölümünde yer alan hükümler saklı kalmak kaydıyla, sonraki döneme devreden KDV’ye ilişkin düzeltme işlemi neticesinde artırımda bulunulmayan bir yılda tarhiyat yapılması gerekiyorsa, mükellef özel esaslara alınmasa dahi düzeltme işlemi yapılacaktır.

Yukarıda belirtilenler dışındaki sebepler dolayısıyla haklarında özel esaslar uygulananların KDV artırımında bulunmaları ise bunların genel esaslara dönüşlerini sağlamaz. Aynı şekilde yukarıda belirtilenler dışındaki sebepler dolayısıyla haklarında özel esaslar uygulanması gerekenlerin KDV artırımında bulunmaları bunların özel esaslara tabi tutulmasını engellemez.

7440 sayılı Kanunun 5 inci ve geçici 1 inci maddeleri kapsamında KDV artırımında bulunmasına bağlı olarak özel esaslar kapsamından çıkarılan veya özel esaslar kapsamına alınmayan mükelleflerin iade taleplerinde, haklarında olumsuzluk bulunan mükelleflerden alımlarının bulunduğunun tespiti halinde, Tebliğin (IV/E-11) bölümünde belirtilen hükümlerin uygulanacağı tabiidir.

7440 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasının (b) bendi uyarınca, mezkûr maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b) fıkrasında yer alan defter, kayıt ve belgeleri yok etme veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleme fiillerinden ya da (ç) fıkrasında yer alan fiillerden hareketle yapılan vergi incelemesi devam edenlerin mezkûr Kanunda belirtilen süre ve öngörülen şekilde KDV artırımında bulunmaları durumunda, söz konusu vergi incelemesinin tamamlanmasına kadar Kanunun kapsadığı dönemlerin tamamı için yapılan artırımlara ilişkin olarak tahakkuk işlemlerinin bekletilmesi gerekmektedir. Bu durumda olan ve 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 takvim yıllarında faaliyette bulundukları dönemlerin tamamına ilişkin KDV artırımında bulunmuş olan mükelleflerin genel esaslara dönüşleri, vergi incelemesinin ilgili maddede belirtilen sürede sonuçlandırılamaması veya yapılan vergi incelemesinde bu fiillerin varlığının tespit edilmemesi ve maddede öngörülen diğer şartların sağlanması durumunda, vergi artırımı sonucunda hesaplanan vergilerin ödenmesi veya taksit imkanından faydalanılacaksa yukarıda belirtildiği şekilde teminat gösterilmesi halinde yerine getirilir.”

 

Söz konusu açıklamalara ilişkin detaylı örneklere ve Tebliğ’e aşağıdaki bağlantı yoluyla ulaşılabilecektir.

 

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No: 46)

Saygılarımızla, 

 

 

 

Makale metnini kopyala